S*KTİR ET AŞKI- TARRYN FISHER || KİTAP YORUMU & ALINTILAR & ŞARKI ÖNERİSİ

6/11/2016 , BY Mosepati - Hiç yorum yok:




Kitap: S*ktir Et Aşkı
Orijinal Adı: F*ck Love
Yazar: Tarryn Fisher
Yayınevi: Aspendos Yayınları
Çeviri: Merve Altıparmak
Yayın Tarihi: 2016
Sayfa Sayısı: 336

Tür: Young Adult, NA, Adult, Romance




 

Aşkların en güzel yaşanmaması gereken aşktır.


" Hayatın basit olmadığını biliyordum çünkü ben de basitten fazlası olduğumu ve normal pek bir yanımın olmadığını öğreniyordum. Bir adama aşık olmak zaten başlı başına bir şeydi ama bir rüya yüzünden en yakın arkadaşınızın sevgilisine aşık olmak..."

Helena Conway aşık olmuştu. İsteksizce, farkına varmadan. Ancak haklı sebepleri vardı. Kit Isley onda olmayan her şeye sahip. Ve Helena'nın en yakın arkadaşının sevgilisi olmasaydı, her şey çok güzel olabilirdi belki. Helna kalbini susturmalı, doğru olanı yapmalı ve başkalarını da düşünmelidir. ta ki bunu yapmayana dek.

 

 "Şu an hissettiğin duyguyu biliyor musun? Şaşkınlık, korku, o büyülenmişlik?"
Başımı evet anlamında salladım. " İşte benim her gün hissettiğim şey o. Çünkü seni sevdiğim gibi kimseyi sevmedim. "


Her seferinde daha çok şaşırıyorum. 4 kadın. Hisleri nasıl benim hislerim olur, kelimeleri nasıl beni anlatır? Fisher kimine hiçbir şey ifade etmeyebilir, türünü sevmez ya da belki sürükleyici bulmaz. Ancak ben Fisher'ın okuduğum iki kitap arasındaki sürede yeni kitap haberi için dört dönüyorum. Ne anlattı diyorum, nasıl bir acımasızlıkla; kendimden nasıl bir şey bulurum diyorum, iki ortak ruha sahip olduğumuzu düşündüğüm Fisher'ın kitabında bizden nasıl ipuçları bıraktığını merak ediyorum. .
İlk bölümün adı #neoluyor. Bir konuşma anında başka bir ortamda buluyorsanız kendinizi ve konuştuğunuz adam şimdi daha yaşlı görünüyor, size inanamayacağınız şeyler söylüyorsa aynı öyle dersiniz: #neoluyor? .

Bu kitap Fisher'ın şimdiye kadar yazdığı en olumlu kitap. Bulutlar dağılmış, sıcacık güneş yüzünü göstermiş. Karamsarlık, yalnızlık ve melankoli yerini aşktan yerinde duramayan, gözleri kör olmuş bir kıza bırakmış. Romantik- komedi havası seziliyor. 'Pembe panjurlu evler beklemeyin' diyordum ya, bu kitapta o beklenebilir. .

Ben karakterleri okumaktan çok keyif aldım, aksi de beklenemezdi. Akışa yönelik tahminlerim gerçekleşmedi. Bazı bazı yerlerde kendini tekrar eden kısımlar okudum ama her zaman diyorum sevdiğim bir kitap okuyorsam bu gibi noktalara takılmam. Akıcı bir kitap. Herkesin Fisher okumasını tavsiye ederim. Yazara da bu kadar ince kitap bize yetmiyor diyelim.


Puan:

S*KTİR ET AŞKI- TARRYN FISHER || KİTAP TANITIMI

4/22/2016 , BY Mosepati - Hiç yorum yok:

Kitap:S*ktir Et Aşkı
Orijinal Adı: F*uck Love
Yazar: Tarryn Fisher
Yayınevi: Aspendos Yayıncılık
Çeviri: Merve Altıparmak
Yayın Tarihi: 2016
Sayfa Sayısı: 340
Tür: Young Adult, NA, Adult, Romance
 
 
Aşkların en güzel yaşanmaması gereken aşktır.


" Hayatın basit olmadığını biliyordum çünkü ben de basitten fazlası olduğumu ve normal pek bir yanımın olmadığını öğreniyordum. Bir adama aşık olmak zaten başlı başına bir şeydi ama bir rüya yüzünden en yakın arkadaşınızın sevgilisine aşık olmak..."

Helena Conway aşık olmuştu. İsteksizce, farkına varmadan. Ancak haklı sebepleri vardı. Kit Isley onda olmayan her şeye sahip. Ve Helena'nın en yakın arkadaşının sevgilisi olmasaydı, her şey çok güzel olabilirdi belki. Helna kalbini susturmalı, doğru olanı yapmalı ve başkalarını da düşünmelidir. ta ki bunu yapmayana dek.


PEGASUS İLKBAHAR- YAZ KATALOGU

4/22/2016 , BY Mosepati - Hiç yorum yok:

Pegasus Yayınları ilkbahar- yaz kataloğunu yayınladı. Aralarından bir ikisini bekliyorum diye düşünüp katalogu açtığımda, niyetlendiğimden daha çok kitap gözüme çarptı. Eskiden çıkmış alamadığım kitapları da gördüm, yenilerden kapağıyla dikkatimi çeken de. Bütün kitaplarına sahip olup tüm kitaplarını ardı ardına okumak istediğim favori yazarlarımı es geçemezdim. Genelde çocuk kitaplarını kitaplığımdan uzak tutmam, ilgimi çeken kitapları alıp okurum. En aşağıda birkaç çocuk kitabı var zaten. Baktım bayağı bayağı kitap var, tüm fotoğrafları alıp bir liste oluşturmak istedim. Bunu bir liste gibi de düşünüyorum; beklediklerim ve dikkatimi çeken. Sizin de aralarından beklediğiniz ve istediğiniz kitaplar çıkabilir.
Fazla uzun oldu ama yeni kitaplar görmenin mutluluğuyla sıkılmayacağınızı düşünüyorum.



SABIRSIZLIKLA ÇIKMASINI BEKLEDİĞİM KİTAPLAR 1

4/19/2016 , BY Mosepati - Hiç yorum yok:
 
Bir çoğu soluksuz okuduğum, can alıcı bir noktada bitip bizi devam kitapları için heyecanlandıran kitaplar ama maalesef yayınevlerinin okuru düşünmemesinden - hepsi değil- dolayı bu kitaplara kavuşamıyoruz. İşte çıktıkları anda hiç zaman kaybetmeyip alacağım kitaplar:

The Kingdom Of Gods: Dex Yayınlarından serinin ilk iki kitabı çıkmıştı ve bloğumda da favorilerim listesinde bu seriye yer vermiştim. Çok sevdiğim, dayanamayıp orijinal dilinde de okuduğum bir kitap ancak o şekilde okuyunca tat alamıyorum. Dex bizi daha fazla bekletmez umarım bu kitabın çıkışını duymayı istiyorum.


 Rebel Spring: Yıkılan Krallıklar'ın devamı. İlk kitabını unuttum desem siz ne kadar uzun zaman olduğunu anlarsınız. Kaliteli seriler olmasına rağmen değeri bilinmedi. Okurları da kitabın ne zaman çıkacağını merak ediyor benim gibi. 

Half Lost: Dex Yayınlarından devam edeyim, serinin son kitabı Half Lost benim ve seriyi sevenlerin kapak çıktığından beri yerinde duramadığı kitap. Umarım yazar da bizim istediğimiz çifti oluşturmuştur da okurken keyfimiz üçe beşe katlanır. Seri ara kitaplara sahip, yayınevi de ara kitapları çıkaran bir yayınevi. Umarım biz Half Lies ve Half Truths okuma şansı buluruz.


Morning Star: Biliyorum Altın Oğul çıkalı çok uzun zaman olmadı ve yayınevlerinin bizleri beklettiğini söylerken bu seriyi kastetmedim. Yine de o son... Son sayfada yaşadığım çıldırmayı bir ben bilirim. Yazar yapacağını yapmış.

KİTAP ALIŞVERİŞİ 3 VE DİĞER KİTAPLAR

4/06/2016 , BY Mosepati - Hiç yorum yok:


İlk Alışveriş yazım: http://mosepati.blogspot.com.tr/2016/01/kitap-alisverisi-1.html

İkinci Alışveriş yazım:
http://mosepati.blogspot.com.tr/2016/02/kitap-alisverisi-2-ve-diger-kitaplar.html


Kendime verdiğim " okunacak kitaplarım bitmeden, yeni kitap almayacağım" sözünü hiç pişmanlık duymadan büyük bir zevkle bozdum ve bol bol kitap aldım en son yazdığım alışveriş yazımdan beri. Hem Okuoku'nun şubat ve mart aylarında gerçekleştirdiği indirimleri değerlendirmek hem de yeni çıkan kitapları almak istedim ama bayağı abartmış ve cüzdanı bom boş bırakmış olabilirim. 43 yeni kitabım ve 2 tane de edebiyat dergisini eklemişim kütüphaneme.

Sanırım en önemli konu; tutamayacağın sözler vermeyeceksin. O yüzden ben şu an totem yapıp böyle bir söz vermeyeceğim. Bakalım bir dahaki alışveriş yazım ne zaman olacak.

 
D&R'dan 9.90'a alınan kitabım.

 
Aspendos Yayınlarından çıkan Gün Işığım kitabını henüz okumuş değilim. Okumayanınız, merak edeniniz varsa eğer http://mosepati.blogspot.com.tr/2016/03/gun-isigim-kim-holden-tadimlik-bolum_16.html
ön okumaya bir göz atabilirsiniz.

 
İşte Pegasus'un en yenileri. Fotoğraftaki bütün kitapları yabancı bloggerlarda görmüş beklemiş ve hakları alındığında büyük heyecan duymuştum.
Vahşi Orman, Oyun Ustası, Akıl Çıkmaz ve Külkedisi Uyurken kitaplarını okudum ve çok beğendim.
 
 
 

 

VAHŞETİN ÇAĞRISI- JACK LONDON || YORUM & ALINTILAR

4/06/2016 , BY Mosepati - Hiç yorum yok:



Kitap: Vahşetin Çağrısı
Orijinal Adı: The Call of The Wıld
Yazar: Jack London
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Çeviri: Levent Cinemre
Yayın Tarihi: 2016
Sayfa Sayısı: 112

Tür: Klasik

Kahverengi tüyleri, boynundaki beyaz lekesiyle ihtişamlı, özel bir köpekti Buck. Sıcak iklimli California'nın Santa Clara Vadisi'ndeki çiftlikte rahat bir yaşam süren Buck, onu bekleyen büyük tehlikeden habersizdi. Kuzeyde altın bulunduğu söylentileri, altın arayıcılarının dondurucu soğukların hüküm sürdüğü bu bölgeye akın etmesine yol açmıştı ve bu insanlar kızaklarını çekebilecek güçlü köpeklere ihtiyaç duyuyorlardı. İşte Buck'ın çiftlikteki rahat yaşamı, kumarbaz bahçıvanın onu borcuna karşılık olarak vermesiyle bütünüyle değişecekti. Artık acımasız köpek eğiticileri, satıcılar ve "pençe yasası" uygulayan kızak köpekleri bekliyordu onu. Ayrıca Buck'ın ilk kez karşı karşıya kaldığı sert doğa koşullarıyla da boğuşması gerekecekti.

Diğer köpeklerle ve doğa koşullarıyla mücadele eden Buck, bir yandan da vahşi atalarının ormanların derinliklerinden gelen ve onu çağıran seslerini duyuyordu. Bu ağır şartlar altında hayatta kalması ancak zorlu bir mücadeleyle mümkün olabilirken, acaba Buck vahşetin çağrısına nasıl bir karşılık verecek?

(Tanıtım Bülteninden)

"Göçebe misali gelir eski özlemler,
Aşındırır alışkanlığın zinciri,
Uzun kış uykusundan tekrar
Uyandırır içindeki vahşiyi."

Yargıç Miller'ın evinde en güzel şekilde yaşayan, saygı görmüş ve bunun haklı guruyla kendini kral gibi gören Buck'un kızak köpekliği için satılması anlatılıyor.  İnsanların Kuzeyde altın aramaya gitmek taşıyabilmek için güçlü, kuvvetli, soğuğa dayanabilecek kürklü köpeklere ihtiyaç duyuyorken bu köpek kaçırma olayları yaygındı ve aynı şekilde iyi beslenmiş Buck da evinden uzaklara götürüldü.

İlk başta ne dışarıda uyumaya alışık, ne hızlı yemeye, ne hırsızlığa. Bu tip küçük değişiklerle başlayan değişimi kavga ve liderliğe doğru gidiyor. Zekası ile değişen şartlara en güzel şekilde ayak uyduruyor Buck. Eski ahlaki değerlerini çiğnemeye başlayıp, çatışmalara girip grupta önemli bir yere geliyor. Sahip alanları değişse de acılara karşı duyarsızlaşsa da yeni sahibi onu sevgisiyle iyileştirecek. Tabi atalarından gelen çağrıyı da duyuyor arada.

Bir köpeğin dönüm noktasını ilahi bakış açısıyla anlatıldığı bu kitaba bayıldım. Olayları o kadar güzel detaylandırıyor ki bizim için bir göz oluşturmuş oluyor.

SİSSOYLU ÇAĞLARIN KAHRAMANI- BRANDON SANDERSON || YORUM & ALINTILAR BRANDON SANDERSON 28'İ

4/06/2016 , BY Mosepati - Hiç yorum yok:
 





Kitap: Sissoylu Çağların Kahramanı
Orijinal Adı: Mistborn: The Hero Of Ages
Yazar: Brandon Sanderson
Yayınevi: Akılçelen Kitaplar

Çeviri: Utku Tönel
Yayın Tarihi: 2016
Sayfa Sayısı: 551

Tür: Epic Fantasy, High Fantasy, Fantasy

 Son İmparatorluk'u yıkmak için Lord Hükümdar'ı öldürmek gerekliydi… Acaba bu bir hata mıydı? Dört bir yanı saran ölümcül sislerin, giderek artan kesif kül yağışlarının ve asla olmadığı kadar şiddetli bir şekilde yaşanan depremlerin yeniden ortaya çıkmasının ardından, Vin ve Elend Lord Hükümdar'ı öldürmenin iyi bir fikir olduğundan artık o kadar da emin değiller. Çok uzun zaman önce, dünyayı yaratan iki ana varlıktan biri olan Harap'a her şeyi yok etmesini mümkün kılacak nihai bir güç vadedilmişti. Oyuna gelen Vin Harap'ın Miraç Kuyusu'ndan kurtulmasına neden olmuştu ve şimdi, Harap bu gücü kullanmaya niyetli. Sissoylu üçlemesinin son kitabı, ilk iki cildin muştuladığı her şey sunuyor okuyucusuna. Kökleri dizinin önceki kitaplarında bulunan bağlantılar netleşiyor, sık sık rastladığımız gizemler birer birer aydınlığa kavuşuyor ve taşlar âdeta tek tek oturuyor yerlerine. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, Çağların Kahramanı nefes kesici sürprizlere gebe. Çağların Kahramanı, bugüne kadar benzerini okumadığınız özgünlükte ve cesurca kaleme alınmış bir final kitabı.

(Tanıtım Bülteni)




Dilimize Akılçelen Kitaplar tarafından kazandırılmış bu seri Goodreads'te çok güzel puanlar almış. Çağların Kahramanı 4,44 gibi bir puana sahip.

Sis, kül, metal güçlerle bezeli Lord Hükümdar'ın ölürken söylediği sözleri Kuşatma'nın sonunda ortaya çıkan Harap'ı  görünce anlıyoruz.  Kitap boyunca soluksuz okudum ve bu seri hakkında konuşurken hızlı hızlı heyecanlı konuşmamak, coşkulu el kol hareketleri yapmamak elimde değil. Bana kitap tavsiyesinde bulunur musun diye soranlara bu seriyi de araya sıkıştırmadan edemiyorum. Kitapları bitirmiş olsam da o dünyadan bir türlü kopamadım, hele Kelsier... Yazar öyle müthiş, güçlü, karizmatik bir karakter oluşturmuş ki  ne kahramanlarımız ağızlarından düşürebildi ne de ben etkisinden kurtulabildim. Kurgu çok derin, düğümleri çözmeye çalışmak çok zevkli. Kendini tekrar etmeyen, şaşırtıcı, akıcı bir anlatıma sahip. Kuşatma bittiğinde aklıma iki soru kalmıştı onlar da bu kitapta cevaplanmış oldu.

OYUN USTASI (THE MORTALİTY DOCTRİNE, #1) - JAMES DASHNER || YORUM

4/05/2016 , BY Mosepati - Hiç yorum yok:




Kitap:Oyun Ustası
Orijinal Adı: The Eye of Mind
Yazar: James Dashner
Yayınevi: Pegasus Yayınları
Çeviri: Selim Yeniçeri
Yayın Tarihi: 2016
Sayfa Sayısı: 302

Tür: Young Adult


SanalAğ'a hoş geldiniz.En çılgın hayallerinizin… Ve en korkunç kâbuslarınızın ötesinde bir dünya. Kim kurallara göre oynamak ister ki? Gerçek dünyadan kaçarak geleceğin sanal dünyasına sığınan Michael, SanalAğ'da arkadaşları Bryson ve Sarah'yla oyunlar oynayıp Derin'e gireceği günü beklemektedir. Ve yakın zamanda şahit olduğu bir olay sonrasında arkadaşlarının desteğine her zamankinden çok ihtiyaç duymaktadır.

SanalAğ Güvenliği genç oyuncunun kapısını çaldığında, oyuncular arasında dehşet saçan terörist Kaine'i bulmak için onun korsanlık yeteneklerini kullanmak istedikleri ortaya çıkar. Bu uğurda arkadaşlarıyla Yol'a adım atan Michael, fiziksel ve zihinsel mücadeleler sonucunda çok fazla kayıp, acı ve yorgunluk yaşayacaktır. Üstelik attığı her adımda, kafasını kurcalayan soru daha da belirginleşecektir: Bu evrende kim gerçek insan, kim sadece bir koddan ibarettir?

Oyun Başlasın.

(Tanıtım Bülteni)













Gelecekte insanların üzerlerine çip yerleştirildiği ve her duyguyu uyku halinde olduğu tabutunda gerçekmiş gibi hissedebildiği, simülasyon yardımıyla oyun oynadığı SanalAğ denilen bir ortam. Bu ortamda aslında gerçek dünyada yapabildiğiniz, sahip olduğunuz her şey olabilir. Yiyip, içebilir, fiziksel değişiminizi yapabilir, çalışabilir, eğlenebilirsiniz vs. Para ya da kod bilgilerinizle bunları gerçekleştirebilirsiniz. Oyun esnasında oyuncular ölseler bile tabutlarında uyanıp tekrar oyunlarına geri dönebilirler. Ama eğer kodu kırıp özünü çıkarabiliyorsa işi bitmiş demektir.

VAHŞİ ORMAN (WILDWOOD CHRONICLES, #1) - COLİN MELOY || YORUM

4/05/2016 , BY Mosepati - Hiç yorum yok:



Kitap:Vahşi Orman
Orijinal Adı: Wildwood
Yazar: Colin Meloy
Resimleyen: Carson Ellis
Yayınevi: Pegasus Yayınları
Çeviri: Dilan Toplu
Yayın Tarihi: 2016
Sayfa Sayısı: 500

Tür: Fantasy, Young Adult, Fiction, Children, Animals


Sıradan Bir Gün ve Sıradan Bir Yürüyüş, İnsanı Sıradışı Bir Dünya ve Sıradışı Bir Maceraya Sürükleyebilir.Prue McKeel sıradan bir hayat sürmektedir. Ta ki kargalar minik kardeşini kimsenin gitmediği, gideninse dönmediği Vahşi Orman'a kaçırana kadar. Bunun üstüne kardeşinin peşine düşen Prue ve sınıf arkadaşı Curtis kendilerini sihirli bir dünyada bulur. Bu dünyada konuşan hayvanlar, özgürlüklerine düşkün haydutlar ve karanlık güçlere sahip zorbalar onları beklemektedir. Kurtarma görevleri ikiliyi çok daha karmaşık durumlara düşürecek ve sihirli bir dünyanın kaderini belirleyecek mücadelelerin kapılarını aralayacaktır.

"Bu kitap, betimlediği vahşi ve tuhaf orman gibi beklenti, tehlike ve dünyanın hiç görmediği korkunçluklarla dolu… Bir kez içeri adım attınız mı, çıkmak istemeyeceksiniz."
-Lemony Snicket-

 (Tanıtım Bülteninden)

Prue ve kardeşi Mac parka gittikleri bir gün birer ikişer derken gökyüzünü saran kargalar tarafından kaçırılan Mac, Geçilmez Yaban denilen yere götürülür. Bu geçilmez yere giden kişinin geri gelmediği, gelse de geri geldiğinde fiziksel değişiklik  ve algısal sorun yaşayabileceği arkadaşları arasında konuşulurdu.

FIREFIGHT (RECKONERS, #2) - BRANDON SANDERSON || KİTAP YORUMU BRANDON SANDERSON 28'İ

3/27/2016 , BY Mosepati - Hiç yorum yok:
 
 

Kitap: Firefight
Orijinal Adı: Firefight
Yazar: Brandon Sanderson
Yayınevi: Dex Kitap
Çeviri: Taylan Taftaf
Yayın Tarihi: 2015
Sayfa Sayısı: 512

Tür: Young Adult,  Fantasy


Yeni neslin en büyük fantastik yazarı olarak kabul edilen Brandon
Sanderson anti-kahramanların destanını yazmaya devam ediyor. 
Asilerin bir Yüksek Epik öldürmesi imkansız derlerdi; ta ki David 
yenilmez, ölümsz ele geçirilemez Steelheart’ın sonunu getirene dek... 
Bu inanılmaz gelişmenin ardından David’in kafasında yeni sorular 
belirdi. Hem de büyük sorular... Ama yanıtları Newcago’da kimsede bulamıyordu. 
Manhattan’daki Yeni Babil ona bazı yanıtlar sunabilecek gibiydi. 
Yüksek Epik Regalia tarafından yönetilen Yeni Babil, onu yanıtları 
bulmaya yöneltti. Bir Yüksek Epik’in hüküm sürdüğü başka bir şehre 
girmek kumar olsa da David bu riski almaya hazırdı. 
Çünkü Sttelheart’ı öldürmek, David’in kalbinde bir boşluk 
oluşturmuştu. Bir zamanlar intikam hasretinin barındığı bu boşluğu 
başka bir Epik’le, Firefight’la doldurdu ve bir Yüksek Epik’i 
öldürmekten daha karanlık, daha tehlikeli bir amacın peşine düştü. 
Çok satanlar listelerinde bir numaraya yükselen Steelheart’ın 
ardından gelen Firefight’la soluk kesen macera hızını hiç kaybetmeden 
sürüyor.

(Tanıtım Bülteni)
 
 
 
 Steelheart yorumum:
http://mosepati.blogspot.com.tr/2016/03/steelheart-reckoners-1-brandon.html


Steelheart'ın sonunda şaşırtıcı olaylar olmuş, ikinci kitap için çok heyecanlanmıştım; beklentim fazlaydı ancak kitabın sonuna yaklaşığında " nasıl hiç bir şey olmadan kitabı bitirmeyi başarabiliyor?" diye sordum kendime. Tabi ben de o kadar sıkıldığım, durağan bir kitabı nasıl bitirebildim?

STEELHEART (RECKONERS, #1) - BRANDON SANDERSON || YORUM BRANDON SANDERSON 28'İ

3/22/2016 , BY Mosepati - Hiç yorum yok:


Kitap: Steelheart
Orijinal Adı: Steelheart
Yazar: Brandon Sanderson
Yayınevi: Dex Kitap
Çeviri: Taylan Taftaf
Yayın Tarihi: 2013
Sayfa Sayısı: 467

Tür: Young Adult,  Fantasy


Dünyanın üstüne çöken felaketin gökyüzünde belirmesinin üzerinden on yıl geçmişti. Sıradan insanlar değişmeye başlamış, süperkahramanları andıran Epiklere dönüşmüşlerdi. Ama Epikler halkın dostu değildiler. O muhteşem yeteneklerini, güç için kullanıp insanları sömürüyorlardı.
Kimse Epiklerle savaşamazdı… Asiler hariç. Asiler bir grup sıradan insandı ve hayatlarını Epiklerin zayıf noktalarını bulup onları yok etmeye adamışlardı. David Asilere katılmak istiyordu. Çünkü Steelheart’ı istiyordu: yıllar önce babasını öldüren yenilmez Epik’i. Bunu uzun zamandır beklemiş, planlar yapmış, dünya üzerindeki tüm Epiklerle ilgili bilgi toplamıştı.
Şimdi harekete geçme zamanıydı. İntikam zamanı…
Brandon Sanderson yeni neslin en büyük fantastik yazarlarından biri olarak görülüyor. Tolkien’in mirasçısı Robert Jordan’ın Zaman Çarkı serisinin devamını yazması için Sanderson’ın seçilmesi yazarın tüm dünyada tanınmasını sağladı.

(Tanıtım Bülteni)


Calamity denilen kuyruklu yıldızın ortaya çıkmasından 1 yıl sonra bazı insanların çeşitli güçler ve bu güçlerin derecesinin farklı olduğu Epikler çıktı ortaya . Yıkımın ve kaosun hüküm sürdüğü dünyada güçsüzler için savaşacak, onları koruyacak kahraman ihtiyacı hisseden azınlıktaki insanların umudu hiç bitmezken, umut ettikleri kahramanın da kötü olduklarını anlarlar.

Bu insanlardan biri de David'dir ve Steelheart denilen güçlü epik gözlerinin önünde babasını öldürür. O da 10 yıl boyunca çeşitli araştırmalar, planlar üreterek, onların güçleriyle  ilgili notlar aldığı defterler hazırlar. Bu Steelheart denilen Epikten intikamını almak ister. Ve Epiklerle savaşan Asiler grubuna katılarak babasını öldüren Epikten intikamını almış olacaktır.

AKIL ÇIKMAZI (MARA DYER, #3) - MICHELLE HODKIN || YORUM & ALINTILAR

3/19/2016 , BY Mosepati - Hiç yorum yok:





Kitap: Akıl Çıkmazı
Orijinal Adı: The Retribution Of  Mara Dyer
Yazar: Michelle Hodkin
Yayınevi: Pegasus Yayınları
Çeviri: Dilan Toplu
Yayın Tarihi: 2016
Sayfa Sayısı: 459

Tür: Young Adul, Paranormal, Mystery, Fantatasy, Romance


Mara Dyer kendisine söylenen yalanların ardında daha fazlası olduğuna inanıyordu. Ve haklıydı. Gerçeğin peşinden giderken yolun sonunda ne bulacağını düşünmekten kendini alamıyordu. Ama bundan vazgeçmeliydi. İntikam için daha ne kadar ileri gitmesi gerektiğini bilmiyordu. Yakında öğrenecekti. Sadakat ihanete, suçluluk masumiyete dönüşürken Mara Dyer'ın hikâyesinin nefes kesici sonunda kader ile şans çatışıyor… Yüzleşme zamanı geldi.

"Yazar tutkulu bir aşk hikâyesiyle doğaüstü gizemi harmanlayarak okurları sürprizden sürprize sürüklüyor."
-Booklist

"Hodkin'in zekice kurgulanmış romanı okurun zihnini zorlayarak son sayfasına kadar onu esir alıyor, kaosa ve meraka sürükleyip büyülüyor."
-Voya-

"Hodkin'in ustaca kullandığı belirsizlik teması hikâyedeki gerilimi artırıyor; buna yalnızca psikolojik olasılıklar değil, anlatımdaki muğlaklıklar da dahil. Bu bir gerçek delilik hikâyesi mi, doğaüstü bir öykü mü yoksa bir gizem mi? Okuyucular kitabın gerilim dolu sonuna kadar beklemek zorunda kalacaklar."
-Kirkus Reviews-

"Eski usul romantik sahnelerin günümüz gençliğini etkileyemeyeceğini sananlar çok yanılıyor. Kitapta hikâyesi anlatılan çocuk, okurları çok ağlatacak. Karakterler son derece gerçekçi, doğaüstü hikâyesi ise büyüleyici…"
-School Library Journal-

"Ürpertici, sürükleyici, bağımlılık yapan ve şaşırtıcı şekilde romantik bir roman... Mara'nın hikâyesi son derece güzel ve karmaşık... Hodkin gençlik romansını tamamen kendine has bir biçimde yorumlamış."
-Romantic Times-
(Tanıtım Bülteni)


Sevdiğimiz biten serilerin ardından yaşadığımız burukluk vardır. Daha devam etmeliydi ya da böyle bir final yakışmıyor, deriz. Ancak ben Mara Dyer serisi için böyle bir şey söylemeyip gayet olumlu cümleler kuracağım. İlk kitaplarını soluksuz okumuş, fazlasıyla gizemli olaylarla karşılaşıp ters köşeye yakalanmış biri olarak, Akıl Çıkmazı kitabında asla hüsrana uğramadım ve hak ettiği finali okudum.

Gelelim kitabımıza. Ben Noah'ın ölmediğini biliyordum, herkes biliyordu, Mara hiç inanmamıştı zaten. Ancak okuyanların yorumlarına şöyle bir göz attığımda çoğunun puan kırma nedeni Noah'ın kitapta başlarda görünmemesi, bu yüzden sıkılmış gibi görünüyorlar. Bana öyle gelmedi. Bu bir final kitabı olduğundan yazarın okurun aklında hiç bir soru işaretini cevapsız bırakmaması gerekiyordu. Serinin ilk başından beri bizi gerginlikten hop oturup hop kalkmamız için ördüğü ağlar, açtığı parantezler kapatılmalı ki biz kitabın kapağını kapattığımızda memnun olalım. Amaç Noah'ın görünmesi değil, buraya takılmaması gerek. Zaten Mara Dyer'dan bahsediyoruz, kurgunun saklanmış kısımları birkaç cümle ile anlatılamaz.


Gerildiğim, heyecanlandığım kısımlar bolca oldu. Aynalarda kendiyle konuşması, zihninde eşlik eden ses, büyükannesi... Bunlar hikayeye renk katmış, bir an olsun sıkıldığınızı hissettiğinizde canlanmanızı sağlayacak unsurlar. - ki sıkılmadım-

Ben yazarın üslubunu zaten seven biriyim. Bu türü de seviyorum. Eğer bu türde bu şekilde başarılı yazılmış bir kitap görüyorsam eğer beğenimi anlatmaktan geri duramıyorum. Final için de biraz ucu açık ama gayet içe sinen ve serinin hakkını veren bir kitap.

KÜLKEDİSİ UYURKEN- KRISTINA OHLSSON || YORUM & ALINTI

3/17/2016 , BY Mosepati - Hiç yorum yok:






Kitap: Külkedisi Uyurken
Orijinal Adı: Askungar
Yazar: Krıstına Ohlsson
Yayınevi: Pegasus Yayınları
Çeviri: Zeliha Babayiğit
Yayın Tarihi: 2016
Sayfa Sayısı: 444

Tür: Polisiye, gerilim

"Bilinçaltının derinliklerine inen güçlü bir roman."
-Daily Mail-

İsveç'te yağmurlu bir yaz gününde küçük bir kız kalabalık bir trenden kaçırılır. Yüzlerce olası görgü tanığına rağmen kızın kaçırıldığı anı gören olmamıştır. Küçük kızın bir önceki istasyonda unutulan annesi hemen tren personeline ulaşarak onları uyarır. Ancak tren Stockholm İstasyonu'na vardığında kız hiçbir yerde yoktur.

Stockholm Polis Teşkilatı müfettişlerinden Dedektif Alex Recht, olayın anne ve baba arasındaki sıradan bir velayet kavgası olduğunu düşünür. Ama delillerin hiçbiri bu fikri destekler nitelikte değildir. Genç soruşturma analisti Fredrika Bergman'a göre olay amirinin düşündüğünden çok daha karmaşıktır.

Kayıp çocuk kaçırıldığı yerden uzakta, İsveç'in kuzey kentlerinden birinde ölü bulunduğunda ise polisin ezberindeki tüm kurallar altüst olacaktır. Soruşturma sırasında açığa çıkan tüyler ürpertici sırlar Alex Recht ve ekibini çok farklı yerlere götürür.

Alex ve Fredrika, artık korkunç bir planla hareket eden hasta ruhlu bir katilin peşinde olduklarını anlamışlardır. Onu bulmaları ise ancak farklılıklarını bir kenara bırakarak birlikte çalışmalarına bağlıdır. Zamanları kısıtlıdır. Katil başka masum çocukları da acımasız planına kurban etmeden önce onu durdurmak zorundadırlar.

Külkedisi Uyurken, kaçırmamanız gereken heyecan dolu bir polisiye. İpuçlarının peşine takılacak ve bu kitabı elinizden bırakamayacaksınız.

(Tanıtım Bülteni)



Lilian adlı küçük bir kızın, herkesin olduğu kalabalık bir ortamda  annesinin olmadığı bir an kollanıp kaçırılmasıyla başlayan gerilim yüklü bir polisiye.

Kitabın kapağına bakarak Külkedisi fan fiction olabilir diye - adından da dolayı-  düşünmüştüm ancak okuyanların da bildiği gibi kapaktaki kırmızı ayakkabı, trenden kaçırılan kızın geride kalan ayakkabıları. Kitap içerisinde de birkaç yerde Külkedisi göndermesiyle karşılacak okuyacaklar.

Kalabalık bir anlatıcı topluluğuyla karşı karşıyayız. Hepsi birbirinden çok farklı oluşturulmuş kişiler; İdelist, kendini kanıtlamak isteyen, işini aşık, güçsüz, mutsuz.. Birbirlerini tanısalar da tanımasar da hepsinin birleştikleri nokta kaçırılma vakasında ipuçlarına sahip olmaları. Çoğu zaman ondan ona atlamak kafamı karıştırdı ama anlattıkları, yaşadıkları- yaşıyor oldukları ana konuyla bağlantılı. Arapsaçına da dönüşüyor olsa, kördüğüm de oluşsa eğer yazarın bıraktığı ipuçlarını yakalarsanız sonuna yönelik tahmin yürütmemeniz zor.

GÜN IŞIĞIM- KİM HOLDEN || TADIMLIK BÖLÜM

3/16/2016 , BY Mosepati - Hiç yorum yok:



Kitap: Gün Işığım
Orijinal Adı: Bright Side
Yazar: Kim Holden
Yayınevi: Aspendos Yayıncılık

Çeviri: Mehtap Var
Yayın Tarihi: 2016
Sayfa Sayısı: 496


Aspendos Yayıncılık'ın  yakında biz okurlarıyla buluşturmak için can attığı, pembe kapağıyla ve konusuyla iddialı oldukları Gün Işığım kitabından ön okuma ile geldim. Kitabın orijinal kapağını en alta bırakacağın onu da görün. İyi okumalar olsun size.

Ayrıca şunu da söyleyeyim ki yayınevinin en sevilen yazarı Tarryn Fisher'ın F.ck Love adlı kitabının S.ktir Et Aşkı adıyla yakında bizlerle buluşacağını duyurdu yayınevi. Sabırsızlıkla bekliyorum.



 *******
22 Ağustos, Pazar
Kate


"N'aber koca popo?"

"Eh işte, yaklaşık otuz saat hiç durmadan araba kullandım, tam hatırlamıyorum. İki üç gündür hiç uyumadım. İki düzine Red Bull ve elli litre kahve içtim. Yani her zamanki gibiyim." 

Gülüyor. "Dostum, sanırım genlerinde kamyonculuk var."

"Evet, ben kamyoncu kızım." Tekrar gülüyor.

 "Harika! Sana Gün Işığım demekten vazgeçip Kamyoncu Kız demek zorunda kalabilirim."

Sohpet oldukça güzel ilerliyor, doğal, tam umduğum gibi. Birkaç gün Gus'la San Diego'da vedalaştıktan sonra bu konuşmadan ne beklemem gerektiğini bilmiyordum.

Sonra tuhaf sessizlik oluyor. Onu On dokuz yıldır tanıyorum, daha önce hiç bu tuhaf sessizliği yaşamamıştık.

"Demek Minnesota?"

"Evet."

"Maddie'de mi kalıyorsun?"

"Evet."

Gus, "Nasıl gidiyor?" diye soruyor.

"İdare eder." Tanrım, bu konuşma hiç iyiye gitmiyor. Sohpetten sıkılmış gibi, bir yandan da epey gergin olduğunu hissedebiliyorum. Neden hala bir sigara yakmadığını merak ediyorum. Tam bunu düşünürken çakmak sesini ve o tanıdık, uzun ilk nefes çekişini duyuyorum. "Bırakmalı..."

Sözümü yarıda kesiyor. "Şimdi kapatsam iyi olacak Gün Işığım. Robbie'ye gitmem gerek, herkes grup toplantısı için oraya gitti ve ben her zamanki gibi geç kaldım. Beni bekliyorlar."

Üzülüyorum fakat sırf Kate öyle istiyor diye insanların hayatlarının durdurulamayacağını ya da ertelenemeyeceğini de biliyorum. Gülümsüyor ve, "Elbette, yarın müsait olacak mısın? Yarın arayayı," diye cevap veriyorum.

" Yarın işten sonra sörf yapmayı planlıyorum ama müsait olacağım." Sigarasına gömülüp duman ve nikotinle yatışmaya çalıştığı için kesik kesik nefes alıyordu.

" Peki. Seni seviyorum, Gus." her zaman birbirimize seni seviyorum, deriz. Her zaman. Annesinden her beş dakikada bunu duyarak büyüdü; çünkü annesi onu gerçekten seviyordu. Onu sevdiğini söylemesi oldukça doğaldı.. Ben, annemden bunu hiçbir zaman duymadım. İçinde bana karşı sadece umursamazlık vardı. Bunu bana her gün iliklerime kadar hissettirdi. Sanırım bu yüzden bunu Gus'tan ve annesi Audrey'den duymak çok hoşuma gidiyor. Bir sohbeti onları sevdiğimi söylemeden bitirmek çok tuhaf geliyor.

"Ben de seni seviyorum Gün Işığım."

"Hoşça kal."

"Hoşça kal."

SİSSOYLU ÇAĞLARIN KAHRAMANI (MISTBORN, #3) BRANDON SANDERSON || TADIMLIK BÖLÜM BRANDON SANDERSON 28'İ

3/14/2016 , BY Mosepati - Hiç yorum yok:



******

MARSH KENDİNİ ÖLDÜRMEYE ÇALIŞIYORDU.


Sırtındaki kazığı çıkartıp bu berbat yaşamını sonlandırmak üzere gücünü toplamaya çalışırken eli titredi. Kurtulmaya çalışmaktan vazgeçmişti. Üç yıl. Kendi düşüncelerinin esiri olduğu, Sorgucu olduğu üç yıl. Bu yıllar ona kaçışı olmadığını göstermişti. Şimdi bile zihni bulanıktı.

Ardından hakimiyeti O ele geçirdi. Önce, tüm dünyası sarsılıyor gibiydi, ardından her şeyi tüm açıklığıyla görebiliyordu. Neden çabalamıştı ki? Niçin endişelenmişti? her şey olması gerektiği gibiydi.

İlerledi. Sıradan insanlar gibi göremiyor olmasına karşın- ne de olsa gözlerine iki çelik kazık delip geçirilmişti- çevresini saran odayı algılayabiliyordu. Kazıklar ensesinden çıkıntı yapıyordu, uzanıp dokunduğunda kazıkların sivri uçlarını hissedebiliyordu. Kan yoktu.


Kazıklar ona güç veriyordu. Her şey dünyayı aydınlatan ince mavi Allomantik çizgilerle belirgin bir haldeydi. Oda orta büyüklükteydi ve yanında - kanlarındaki metali işaret eden Allomantik mavi çizgilerin gösterdiği- birkaç eşlikçi vardı. Her birinin göz çukurlarına kazıklar çakılıydı.

Tek istisna; önündeki masaya bağlı bir halde duran adamdı. Marsh, arkasındaki masadan bir kazık alıp gülümsedi, ardından avucundaki kazığın ağırlığını tarttı. Tutsağının ağzı bağlı değildi. Bu çığlıkları önlerdi.

Tutsak korkudan inleyerek "lütfen," diye fısıldadı. Terrisli bir vekilharç bile kendi vahşi ölümüyle yüzleştiğinde yıkılırdı. Adam cılızca karşı koydu. Çok garip bir şekilde masaya bağlı olmasının nedeni altında bir başkasının oluşuydu. Masa bu biçimde, altta bir bedenin yer almasına olanak tanıyacak oyuklarla tasarlanmıştı.

"Ne istiyorsun?" diye sordu Terrisli. " Sana Sinod hakkında daha fazla bir şey söyleyemem!"

Marsh parmağını pirinç kazığın sivri ucunda gezdirdi. Yapılacaklar vardı, ama adamın sesindeki dehşet ve acı hoşuna gidince duraksadı. Duraksadı ki...

KÖPEK KALBİ- MIKHAIL BULGAKOV || YORUM

3/14/2016 , BY Mosepati - Hiç yorum yok:

Kitap: Köpek Kalbi
Orijinal Adı: Heart Of A Dog
Yazar: Mikhail Bulgakov

Yayınevi: Kaknüs Yayınları
Çeviri: İbrahim Kapaklıkaya
Yayın Tarihi: 2002
Sayfa Sayısı: 128

Tür: Klasik

Mikhail Bulgakov’un Rus Devrimi üzerine yazdığı absürd öykü. Dünyaca ünlü Moskovalı bir cerrah bir sokak köpeğini evine alıp ölmüş bir adamın testislerini ve beyninin bir parçasını organ nakliyle köpeğe takar. Operasyon beklenmedik sonuçlar doğurur: tehlikeli bir insan-hayvan yaratılmış ve profesörün saygın yaşamı bir kabusa dönüşmüştür.
1925’te yazılan bu kitap ancak yazar öldükten sonra Batı’da 1968’de, SSCB’de ise 1987’de yayınlanabilmiştir.
Kitapta Ekim 1917 Rus Devrimi’nin hedeflerinden biri kara mizahla aktarılır: geçmişten etkilenmemiş ve burjuva endişeleri taşımayan yeni bir insan türü oluşturmak.
Kitap absürd ve komik bir hikaye gibi ya da Rus Devrimini konu alan bir taşlama olarak okunabilir. Frankestein’ın öyküsüne ve Kafka’nın eserlerine benzetilebilen roman sürrealist bir mizah dehası sergiliyor.

(Tanıtım Bülteni)


Kitabın ilk kısmını sokak köpeğimiz Topak'ın ağzından dinliyoruz. Aç, susuz, yalnız ve yaralı. Yardıma muhtaç ve insanlara güvenini kaybetmemiş. Umuda sahip. Yanından geçen bir adamın ona yemek vermesiyle minnetini bize büyük bir coşkuyla dile getiriyor, adamın peşine takılarak evine gidiyor. Ona "Köpeklerin Allahı" adını veriyor. Topak beslendikçe mutlu olsa da, sahip çıkıldığını düşünüp keyif yapsa da Profesör'ün- ona sahip çıkan- onunla ilgili başka planları olduğunu öğreniyoruz.

Kitabın ikinci kısmında Profesör ve "Isırılmış"-yardımcısı- insan beyni ve cinsel organını değiştirip gençleştirmeyi amaçlarlar - deney yaparlar- ama işler planlandığı gibi gitmez, bunun yerine Topak'ı insanlaştırırlar. İnsanlaştıktan sonra bile kalbi ve beyni köpek olduğu için belki de köpeksel davranışlar sergilemeye devam eder, adaptasyon sorunları yaşar. Görünüş itibariyle artık bir insan olsa bile yine de hoş görülür, küçümsenir. Dizginlenemez.

Bir kitapta köpekler olacak ve ben bu kitabı okumaktan zevk almayacağım öyle mi? Oluru yok. Topak'ın zihninden geçen tüm düşünceleri, insanlardan gördüğü olumsuzluklar karşısında insanoğlunu iyi tanıyıp onlar hakkında düşüncelerini, analizlerini zihnime kazımaya çalıştım. Acılı ve yaralı halde yardım bekleyip ağlamalarını okudum. Yalnız başına verdiği yaşam mücadelesini, zorluklar karşısında pes etmeyip insanlardan yardım bekleyen deli dolu, komik ve keskin zekaya sahip bir ruh okudum.

SİSSOYLU KUŞATMA (MISTBORN, #2) BRANDON SANDERSON ||YORUM &ALINTILAR BRANDON SANDERSON 28'İ

3/13/2016 , BY Mosepati - Hiç yorum yok:



Kitap: Sissoylu Son İmparatorluk
Orijinal Adı: Mistborn: The Well Of Ascension

Yazar: Brandon Sanderson
Yayınevi: Akılçelen Kitaplar

Çeviri: Can Sevinç
Yayın Tarihi: 2015
Sayfa Sayısı: 623

Tür: Epic Fantasy, High Fantasy, Fantasy
Kötülük alt edildi; savaş ise henüz başlıyor.

İmkânsızı başardılar ve acımasız iktidarı bin yıl boyunca devam eden Tanrı benzeri varlığı ortadan kaldırdılar. Bu toprakların en kudretli Sissoylusu hâline gelen Vin ve ona âşık olan genç, idealist bir soylu olan Elend Venture, şimdi yıkık bir imparatorluğun külleri üzerine sağlam, yeni bir toplum inşa etmek zorunda.

Üç farklı ordunun kuşatması altında kaldıkları sırada, Vin ve Elend bu zorlu amaç için çalışmaya başlayalı çok kısa bir zaman olmuştu. Kuşatmanın demir yumruğu geride kalan her günle birlikte giderek daha da kapanırken, kadim bir efsane bir umut ışığı sunmaya başladı onlara. Efsanede bahsedilen Miraç Kuyusu'nun ne tür bir güç bahşettiği belli değil, hatta bu kuyunun gerçekten de var olup olmadığını bile kimse bilmiyor.

Belki de Lord Hükümdar'ı alt etmek işin en kolay tarafıydı. Lord Hükümdar'ın yıkılışı sonrasında ortaya çıkan gelişmelere rağmen hayatta kalabilmek hiç de kolay olmayabilir. Fantezi roman evreninin önemli yazarı Brandon Sanderson'dan harika bir yapıt…


(Tanıtım Bülteni)


Son İmparatorluk yorumum: http://mosepati.blogspot.com.tr/2016/02/sissoylu-son-imparatorluk-brandon.html

Son İmparatorlukta gelişen olaylardan sonra bu kitapta ne anlatılabilir acaba diye düşünmüşken karşımda şaşkınlıktan şaşkınlıklara, heyecana sürükleyen bir kitap buldum. İkinci kitap olmasına rağmen ivme düşeceğine üç beş kat artmış gibi hissediyorum. Neler neler olmadı ki!

Lord Hükümdarın sözde Miraç Kuyusu'nda kötü yaratıkları yenerek güç elde etmesiyle ilgili şüpheler, ortaya çıkan günlükle birlikte daha karışık ve daha karışık bir hal alır.





Son zamanlarda kendinde farklılıklar hisseden, bir takım sesler duymaya başlayan Vin, Miraç Kuyusu ile ilgili kehanetlere güvenip büyük bir adım atar.



SİSSOYLU SON İMPARATORLUK (MISTBORN, #1) BRANDON SANDERSON || YORUM& ALINTILAR BRANDON SANDERSON 28'İ

2/13/2016 , BY Mosepati - Hiç yorum yok:
  
Kitap: Sissoylu Son İmparatorluk
Orijinal Adı: Mistborn: The Final Empire
Yazar: Brandon Sanderson
Yayınevi: Akılçelen Kitaplar

Çeviri: Can Sevinç
Yayın Tarihi: 2014
Sayfa Sayısı: 525

Tür: Epic Fantasy, High Fantasy, Fantasy

Kötülük alt edildi; savaş ise henüz başlıyor.

İmkânsızı başardılar ve acımasız iktidarı bin yıl boyunca devam eden Tanrı benzeri varlığı ortadan kaldırdılar. Bu toprakların en kudretli Sissoylusu hâline gelen Vin ve ona âşık olan genç, idealist bir soylu olan Elend Venture, şimdi yıkık bir imparatorluğun külleri üzerine sağlam, yeni bir toplum inşa etmek zorunda.

Üç farklı ordunun kuşatması altında kaldıkları sırada, Vin ve Elend bu zorlu amaç için çalışmaya başlayalı çok kısa bir zaman olmuştu. Kuşatmanın demir yumruğu geride kalan her günle birlikte giderek daha da kapanırken, kadim bir efsane bir umut ışığı sunmaya başladı onlara. Efsanede bahsedilen Miraç Kuyusu’nun ne tür bir güç bahşettiği belli değil, hatta bu kuyunun gerçekten de var olup olmadığını bile kimse bilmiyor.

Belki de Lord Hükümdar’ı alt etmek işin en kolay tarafıydı. Lord Hükümdar’ın yıkılışı sonrasında ortaya çıkan gelişmelere rağmen hayatta kalabilmek hiç de kolay olmayabilir.

(Tanıtım Bülteni)












1000 yıldır Son İmparatorluğu yöneten Lord Hükümdar, halkın yaşayış tarzına karışan zorba bir "ölümsüzdür."

Halkı skaalar ve diğerleri diye ayırıp, skaaların kendi kurallarını uygulanmasını isterken onları bu baskılar sonucu isyana sürüklerken diğer kısımdaki insanlar yani kendi işine yarayan Allomansi güçleri aktarmıştır.

Gönderilen kimsenin kurtulamadığı ölüm çukuru olan Hathsin Çukurunda trajik bir olay yaşayıp Sissoylu güçleri kazanan ve kaçmayı başarıp Lord Hükümdar'ı devirmeye yönelik planlar yapan Kelsier "Hathsin Firarisi" unvanını almıştır.

Melez Sissoylu ve skaalardan oluşan bir grupla birlikte devrim planı yapan Kelsier amacına ulaşabilecek mi?

Ritmatistte şimdiye kadarki sayfalarda okuduğum kurgu bana ne kadar anlamsız, mantıksız geldiyse; Sissoylu bir o kadar özgün ve heyecan verici bir kurguya sahipti. Hiç sıkılmamayı bir kenara bırakırsak yazarın oluşturduğu birçok karakterin; karakteristik özellikleri, espiritüelliği, muzipliği ve zekasını okumaktan ayrı ayrı zevk aldım.

Genelde bu tip yeni dünyaların oluşturulduğu ve yeni kavramlarla karşılaştığımız kitaplarda, alışma sürelerimiz biraz uzayabilir ancak ben bu kitabın ilk sayfasında kitaba bir vuruldum diyebilir miyim? Evet ilk cümlenin bana verdiği heyecan ve gazla devam etmek benim için artı bir faktör oldu.
  


OCAK AYINDA OKUDUĞUM KİTAPLAR

2/13/2016 , BY Mosepati - Hiç yorum yok:

Biraz geç kalmış bir ocak ayında okuduklarım olsa da okumuş olduğum kitaplar bunlar. Eleanor Park'ı pdf okudum o yüzden o burada yok. Fahrenheit de tamamen bitiremediğim bir kitap oldu. Yarılardayım.





* Eleanor Park 3/5
* Buz 5/5
* Middlesex 5/5
* Kafes 4,5/5
* Altın Oğul 5/5
* Mucize 5/5
* Fona 3,5/5
* Saga 1 5/5
* Saga 2 5/5
* Karanlığın Sol Eli 4,5/5
* Kıyamet 4,5/5
* 99 Soruda Hayvan Hakları 5/5
* İlik 5/5
* Bir Köpeğin Gözlerinden 5/5
* Konuş Benimle 3,5/5
* Asla Yapma 3,5/5
* Tokat 3/5

BRANDON SANDERSON 28'İ OKUMA ETKİNLİĞİ VE KİTAP HABERİ

2/05/2016 , BY Mosepati - Hiç yorum yok:

Geçen ay için planladığım ancak şartlar el vermediği, sonradan da şubatta daha uygun olacağını düşündüğüm için Brandon Sanderson 28'ini bu ay gerçekleştiriyorum.

Toplamda Sanderson'ın 7 kitabını okumayı düşünüyorum. Şu an hali hazırda okuduğum kitap da Ritmatist.



Ayrıca dün aldığımız haberi paylaşmadan da gitmeyeyim. Sissoylu serisinin 3. kitabı Çağların Kahramanı çok yakında bizlerle. Kitap bu ay içerisinde çıkar mı? Ben kitapların hepsini bitirip onu da okuyabilir miyim? Bilemeyiz. Umarım ;)

KİTAP ALIŞVERİŞİ- 2 VE DİĞER KİTAPLAR

2/02/2016 , BY Mosepati - Hiç yorum yok:




Her seferinde  "okunmayan  kitaplarım  b tmeden yeni kitap almayacağım!" deyip yine alışveriş yapmayı nasıl beceriyorum bilmiyorum. Ocak ayında ilk alışveriş paylaşımımın haricinde iki alışveriş yaptım. Birinde Tokat ve Gözyaşlarını Asla  Eldivensiz Silme kitaplarını aldım.

İkinci alıverişimde ise toplam 10 kitap aldım ki 2 kitabı çoktan bitirdim.



Tarryn Fisher'n İlik kitabı Aspendos Yayınlarının İnstagram hesaplarında düzenledikleri yarışmadan kazandığım kitaptı.


Kralların Yolu ve Kuşatma; şubat ayı içerisinde yapacağım Brandon Sanderson 28'i etkinliğinde okunacak.